Top
Özcan Tikit

Özcan Tikit

otikit@htgazete.com.tr

24/10/2017

SDG’yi PKK’dan kurtarma planı

 

SDG, ABD’nin desteğiyle Rakka’yı DEAŞ’tan kurtardı. Ancak işin esas zorlu kısmı daha yeni başlıyor. Türkiye’yi kaybetmek istemiyorsa, ABD’nin şimdi de SDG’yi PKK’dan kurtarma planını uygulamaya başlaması gerekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump iktidara geldiğinde önüne konan ilk dosyanın adıydı Rakka. Yemin törenine gitmek için bindikleri siyah limuzinde selefi Obama’ya, “DEAŞ’ı başkentinden nasıl çıkaracağız” diye sormuştu. Obama da PKK’nın Suriye kolu YPG ile hareket edilmesinin öngörüldüğünü belirterek “Ama tabii nihayetinde son kararı sen vereceksin” demiş, yakar topu yeni Başkan’ın kucağına bırakıvermişti.

Aldığı cevap karşısında canı sıkılan Trump, “YPG’yle işbirliği müttefikimiz Türkiye’yi rahatsız eder, bunu nasıl gidereceğiz, bir planınız var mı?” diye sorunca da “Evet edecek ama bu konuda bir planımız yok” cevabını almıştı.

Trump sonraki günlerde Obama’nın hazırladığı planı rafa kaldırdı. Karar haliyle Ankara’da memnuniyetle karşılandı. Zira Ankara’ya gelen haberler, Trump’ın talimatı gereği “Türkiye’nin kaygılarını giderecek bir yol haritasının da Rakka planına ilave edileceği” yönündeydi. Yeni Rakka stratejisi hazırlanırken Türkiye-ABD hattında pek çok görüşme oldu.

Bugün geldiğimiz noktada operasyonun askeri kısmı noktalanmış bulunuyor. Dolayısıyla bu, operasyon kararını vermeden önce, “Türkiye’nin kaygıları minimize edilsin” diyen Trump’ın Ankara’yı sakinleştirmek için atacağı adımları gösterme zamanının da artık geldiği anlamına geliyor.

Devam eden vize krizi, Ankara’nın bu konuda iyimserliğini zorlaştırıyor olmalı. Ancak Suriye’de Türkiye’nin kaygılarını azaltacak yol haritasının ilk işaretleri olarak yorumlanabilecek bazı gelişmeler de yaşanıyor. Malumunuz YPG, Rakka’daki “zaferini” terör örgütü PKK’nın lideri Öcalan’a adadı. Kentin merkezinde dev Öcalan posterinin açıldığı bir tören düzenlendi. ABD’li yetkililer, Rakka operasyonu nedeniyle SDG’yi ve YPG’yi tebrik etmekle birlikte kentte Öcalan’ın kutsandığı töreni de sert ifadelerle kınadılar. ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamadaki bir ifade de normal şartlar altında örgüt açısından kaldırılması zor bir sertlikteydi. Elçiliğin Türkçe açıklamasında, “Öcalan’ın saygıya değer bir şahsiyet olmadığı” vurgulanmasına rağmen YPG’nin bu açıklamaya itiraz etmemesi enteresandı.

Başkan Trump’ın Rakka’nın alınması üzerine yaptığı açıklamada, “YPG” ifadesini kullanmaktan kaçınması manidardı bana göre. Bununla birlikte Batı basınında da YPG’nin ideolojik ve etnik kimliğinin, Suriye Demokratik Güçleri’nin içindeki Kürt olmayan silahlı unsurlarında ve idaresindeki yerleşim birimlerinde rahatsızlığa yol açtığına dair Batı merkezli haberlerin sayısında da tesadüfle açıklanamayacak bir artışın olduğu görülüyor.

Netice-i kelam, dikkatli bir gözle bakıldığında ABD’nin Türkiye’nin kaygılarını azaltmak adına YPG’ye bir nevi baskı uygulama aşamasına geçtiği seçilebiliyor. İzlediğimiz şey YPG ile PKK’yı ayrıştırmaya yönelik bir planın ön aşaması mı bilemiyorum. Ama ihtimal hayli yüksek diyebilirim. Peki işe yarar mı? Hiç sanmıyorum. Zira PKK’yı tanıyan herkes gayet iyi bilir ki örgüt lağvedilmedikçe PKK ve YPG’yi ayrıştırmak da Türkiye’yi ikna etmek de imkânsız değilse bile hayli zordur. Bu gerçeğin farkında olmaması beklenemeyeceğine göre, ABD’nin yaptığı planının da nihayetinde PKK’nın lağvedilmesine yönelik olması beklenir.

Bu arada bölgedeki diğer aktörler de PKK bahsinde boş durmuyor tabii. Esad ve Rusya, YPG’yi ABD’den ayrıştırmaya yönelik adımlar atıyorlar. İki ellerindeki havuç ve sopalarla Ankara ve K.Suriye hattında iki tarafa da yoklama çekip duruyorlar. İran’ın da Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırıp bölgesel patronluğunu pekiştirmek maksadıyla Ankara’ya, “PKK’yı birlikte bitirelim” vaadinde bulunduğu anlaşılıyor. ABD’nin çok aktörlü bu süreçte neler yapacağı eminim ki Ankara’da da merakla bekleniyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp