Top
Oben Budak

Oben Budak

obudak@htgazete.com.tr

22/10/2016

Yükselen Uğur

SON dönemin yükselen değerlerinden Uğur Kurul’la Klein’daki parfüm partisinde buluşuyorum. Davetliler ortada takılırken etraftaki televizyonlarda onun oynadığı reklam filmi dönüyor. Parfüm partisi olayına az sonra geleceğim ama şimdi odağımız genç oyuncu. Onu ilk gördüğüm yer olan ‘Güllerin Savaşı’ndaki masum çocukla yeniden karşılaşmam Show TV’nin reyting canavarı dizisi ‘Gülümse Yeter’ sayesinde oldu. Dizinin ilk bölümünde üstsüz bir şekilde şınav çekerken karşımıza çıkan oyuncu, aksatmadığı spor sayesinde ekranın en çekici isimlerinden biri oldu çıktı. Başarılı bir oyuncu olma yolunda ilerliyor ama bir de işadamı tarafı var ki o konudaki başarısı da su götürmez. Dizilerden kazandığı parayı otomobil ve ev gibi klişelere yatıracağına Asmalımescit’te Müptela adında harika bir kebap evi açarak yolunu genişletti. Keyif adamı olduğu için oturup kebap yapmayı da seviyor. Gönül ilişkileri konusunda basına malzeme olmadan sürekli ünlü ilişkiler yaşaması ise işin şaşırdığım kısmı. Malum günümüzde ünlü beraberlikleri PR çalışmaları için kullanılırken Uğur, büyük haber olabilecek ilişkilerini gizli kapaklı yaşıyor. Bu özel ilişki yaşama metodunu ona sorduğumda “Kötü bir şey mi yapıyorum” diye sordu hatta. Magazin figürü olmak istemeyen biriyle karşılaşmayalı çok olmuş galiba, yeni neslin en çok bu tarafını seviyorum.Parfüm partisiPerşembe akşamının odağı, Diesel’in yeni erkek parfümü Bad’i tanıtmak için Klein’da verdiği partiydi. Moda dünyası, eğlence dünyasıyla birleşip eli yüzü düzgün bir gece ortaya çıkardı. Diesel genç oyunculara XOXO Dergisi aracılığıyla mini bir reklam filmi çektirmiş, hepsini gece boyunca sergiledi. Oyunculardan biri “Reklam beğenilirse tüm dünyada gösterilecekmiş” diye bir cümle kurdu ama çocuğun gözlerine bakıp içimden “Daha neler” dedim tabii ki. Yoksa asıl reklamda oynayan Boyd Holbrook’un yerine geçebilecek bir şey izlemedik açıkçası.HAFTANIN ALBÜMÜGÖKHAN Türkmen, bu ülkede müzik yaptığı halde eleştirmeyi sevmediğim isimlerden biri. Yaptığı müzik sizin tarzınızdır ya da değildir ama ortada müzik vardır, onu diğer isimlerden ayıran en büyük özellik de belki bu. Canlı enstrümanlar kullanır, caz ve soul’a yakın durur, her zaman daha yenisini ortaya çıkarmak için çalışır. Böyle alt alta anlatınca “Ne var ki bunlarda, tüm müzisyenlerin amacı zaten müzik değil midir” diyebilirsiniz. Evet genel anlamıyla öyle olmalı ama konu Türk müzisyenler olunca şan şöhret ve bir numara olma hırsı tüm bunların önüne geçiyor doğrusu. ‘Sessiz’ isimli albümde Aytaç Özgümüş imzalı ‘Olabilir’ ve indie rock tınılı ‘Yudum Yudum’ sevdiğim şarkılar oldu. Albümden alınan ilk single ‘Öyle Güzel ki’ Gökhan’ın klasik ‘haykırmalı’ şarkılarından biri olmuş. Listelere önceden gönderilen ‘Vay Halimize’ ise Gökhan’ın asıl yapmak istediği tarza daha yakın ve söylemekten mutlu olduğu bir şarkı gibi duruyor. Açıkçası albümde beni en fazla mutlu eden şarkı da bu oldu. Baştan sona 5-6 kez dinleyip köşeye atacağınız değil, her dinlediğinizde farklı kafaya girebileceğiniz bir müzisyen albümü.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp