Top
Mehmet Atalay

Mehmet Atalay

matalay@cyh.com.tr

22/10/2016

Dünyanın sonu değil

 

Dört takımıyla aynı anda Avrupa’da devam etmek, başlı başına önemsenecek bir olay... Gerçi iyice genişletilmiş gruplarda, bizden daha zayıf ülkelerden de çokça temsilciler var... Ancak yine de Türkiye için önemli bir süreç...

Beşiktaş, belki de son dönemlerin en büyük başarısına imza attı... Grubun favori takımlarıyla deplasmanda oynamasına rağmen, ikisine de kaybetmedi, ikisinden de puan aldı... Üstelik Napoli cehenneminden 3 puan çıkararak tarihe not düştü...

Grubun en zayıf takımına evinde 2 puan kaybedince, en güçlüsünden deplasmanda 3 puan alarak telafi etmeyi başardı... Bir İtalyan devine karşı, 3 defa da öne geçmek üstünlük psikolojisinin ifadesiydi... 2 defa yenik duruma düşüp geri dönüşe imza atmaktan bile daha kıymetli... Direkt kazanmaya gitmenin kararlılığı bu...

                    * * *

Türkiye, İtalyan Milli Takımı ve kulüp takımlarına karşı ilk galibiyeti, 1980’de Trabzonspor, yıldızlar topluluğu İnter’i 1-0 yendiğinde kazanmıştı... Hoca, efsane isim Ahmet Suat Özyazıcı’ydı, Kaptan kaleci de Şenol Güneş’ti...

Şenol Güneş, daha sonra Trabzonspor’un hocası olarak yine Şampiyonlar Ligi’nde İnter’i, bu kez Milano’da 1-0’la devirdi...

Güneş, bu sefer de Beşiktaş’ın başında, yine bir İtalyan takımını, bu kez Napoli’yi İtalya’da 3-2 mağlup ederek ilklere imza attı... Galiba Güneş, İtalyanlar’ın kabusu olmaya devam ediyor...

Beşiktaş, iki favoriyle evinde oynayacak, bu büyük bir avantaj. Ancak, Kiev’e puan veren tek takım da Kartal... Deplasmanda yenilmeyip evinde kaybetme ihtimali de var... Çok dikkatli olmak, bu büyük avantajı tepmemek lazım...

İyi bir yönetim, çok yeni olsa da, eski kadro korunmasa da, takım olması biraz daha zaman alacaksa da, işlenebilir bir takım... Direksiyonda da Türk futbolunun “bilge hoca”sı Şenol Güneş olunca, Beşiktaş, Türkiye’yi daha çok sevindirecek gibi...

                   * * *

Osmanlıspor’un nefes kesen bir Avrupa performansı vardı... Fırtına gibi bir tempo, baş döndüren bir hız ve üst üste galibiyetlerl, ülkemize büyük keyif verdi... Zürih deplasmanı bir kazaydı, nazar boncuğuydu... Bunu Villarreal maçında da bir kez daha gördük...

İspanyol takımı önündeki 2-0 harika bir skordu ama takım eksilince beraberliğe mahkum oldu... Böyle devam ederse grubu lider bitirmemesi için hiçbir sebep yok... Mustafa Reşit Akçay ve ekibini kutluyoruz, moral bozmadan aynen devam diyoruz...

Konyaspor’un en büyük sorunu, gerçekten çok zor bir gruba düşmesi... Shakhtar Donetsk, zaten aldı başını gitti... Pek çok takımın canını yakan Braga da, az tehlikeli bir takım değil ama Konyaspor, resmen elinden kaçırdı...

Konyaspor’un da diğer iki takım kadar ikincilik şansı var... Dışarıda da kazanabilir ve yoluna devam edebilir... Aykut Kocaman’ın sistemi buna müsait... Kaybedilmiş hiçbir şey yok... Moral bozmak da yok...

                  * * *

F.Bahçe’nin Manchester’a farklı yenilgisinden çok, hala takım olamayışı, ya da taraftarına güven vermeyişi konuşuluyor... Halbuki, grubu ilk iki sırada bitirme ihtimali hiç de az değil... Bir toparlanmaya bakar ama ip koptu bir kere...

İki yılda bu kadar önemli yıldızlar al, buna rağmen geçen senenin bile gerisinde kal... Hoca değiştir, Advocaat’ı getir, irtifa kaybetmeye devam et... Doğrusu inanılır gibi değil...

Taraftarın asla yalnız bırakmadığı bir takım, sezon başından beri boş tribünlere oynuyor...

Statlardaki istifa sesleri sosyal medyada yüz kızartıcı tepkiye dönüşüyor... Zamanla iyi olacağına, her şey daha kötüye gidiyor... En büyüğü de yılların sarsamadığı başkan Aziz Yıldırım’a yapılıyor...

“Ah”lar “vah”lara “yuh”lar karışıyor, “istifa” sesleri her yerden duyuluyor... Toplum psikolojisi, fena halde yönetimin aleyhinde gelişiyor... Fener’de sorun, demek ki bir değil...

Yoksa, hiçbir takımımız puan veya maç kaybetti diye üzülmesin... Kazanılacak o kadar çok maç var ki, bakarsınız Türkiye, dört takımla yoluna devam eder, imkansız değil...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp