Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

18/10/2017

Küresel ısınma ya yardan ya serden diyor

 

Küresel ısınmayı olağanüstü dolu, yağmur, sel felaketleri ve doğal afetlerde anıyoruz. Olay geçtiğinde de konuşmaz oluyoruz. Ama küresel ısınma bütün yönleriyle üstümüze geliyor ve doğrudan yaşamımızı negatif etkiliyor. Gelecekte ise daha fazla etkileyecek.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu adına İTÜ’den Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu başkanlığında Prof. Yurdanur Ünal, meteoroloji mühendisleri Aslı İlhan ve Cemre Yörük’ün hazırladıkları “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” raporu açıklandı. FAO Türkiye’den Dr. Ayşegül Selışık, 2050 yılına kadar tarım üretiminin yüzde 60 artırılması gerektiğinin altını çizdi ve “Göçün geleceğini değiştirin, gıda güvenliği ve kırsal kalkınmaya yatırım yapın” dedi.

Tarım ve gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağı tehdidinin boyutlarını ortaya koyan raporun sunumunu yapan Mikdat Kadıoğlu “İş işten geçmeden sürdürülebilir bir tarım ve gıda güvenliği için, günübirlik politikalara göre değil, uzun vadeli ve bilimsel bir yaklaşımla şimdi harekete geçmeliyiz” dedi. Mikdat Kadıoğlu küresel ısınmayla ilgili şu tespitlerde bulundu:

- ”Türkiye’de hava sıcaklıkları en kötü iklim senaryosuna göre 2100 yılına kadar yaz aylarında 4-7 derece aralığında artacak. En çok artışlar Güneydoğu, Ege ve Akdeniz’de olacak.

- Toplam yağışlar özellikle kış aylarında azalacak. Ege, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadou bölgelerinde yağış eksikliği ve kuraklık yaşanacak.

- Karla kaplı alanlarda kar yağışlı gün sayısı ve kar yağışı miktarlarında azalma olacak, kıyılarda ise deniz suyu seviyesi yükselecek.

- Meteorolojik afetler, Türkiye’nin güneyinden kuzeyine doğru sayı ve şiddet bakımından artış gösterecek.

- İklim değişimiyle su kaynakları azaldığı gibi, nüfus artıyor. Bu durum kişi başına kullanılabilir yıllık su miktarını bin metreküpün altına düşürerek Türkiye’yi 2023 yılından itibaren su fakiri yapacak.

- Tarım ve gıda, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ve en savunmasız sektörler. Küresel ısınmayla tarım üretimi sınırlanacağından fiyatlar yükselecek, ithalat artıp ihracat azalacaktır.

- Yarı kurak bölgeler daha kurak hale gelirken, sulama suyu talebi bugüne göre yaklaşık iki katına çıkacak.

- Sıcaklıktaki artış insan, bitki ve hayvan sağlığını olumsuz etkileyecek, haşereler, hastalıklar ve ölüm oranları artacak.

- Türkiye’nin su ve gıda sorunu büyüyecek, sulama, içme ve kullanma suyunda sıkıntılar yaşanacak. Sektörler, iller ve bölgeler arasında su için büyük rekabet ortaya çıkacak.

- Artan hava sıcaklığından ve azalan su kaynaklarından dolayı büyükbaş hayvancılık olumsuz etkilenecek.”

**************

DANA ETİ VE TEKSTİLDEN VAZGEÇMEK ZOR OLACAK 

Raporun küresel ısınmaya karşı öneriler de getirdiğini belirten Mikdat Kadıoğlu bunları şöyle özetledi:

- ”Tarım üretim havzaları değişen iklim şartlarına göre yeniden belirlenmeli ve yeni iklim şartlarına uyum politikaları geliştirilmelidir.

- İklim değişikliğine göre acilen ulusal arazi kullanımı planlaması yapılarak gelecekte öne çıkacak tarım alanları ve su havzaları gecikmeden ve tam anlamda koruma altına alınmalıdır. Bunu Uganda yaptı, Türkiye neden yapamasın?

- Su kullanımına göre doğru bitki türünün doğru yerde seçilmesi, doğru zamanda ekilmesi teşvik edilmeli, iyi tarım ve hayvancılık uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır. Akılcı su kullanımına gidilmeli, su ile tarım havzaları entegre edilmelidir.

- Katma değeri çok küçük ama su kullanımı çok yüksek tarım ürünlerinin ihracatına kısıtlama getirilmelidir. Su kullanımı yüksek olan ürünlerin ithalatının sürdürülebilir olması için de, geldikleri ülkenin iklim ve su kaynakları dikkate alınarak uzun vadeli bağlantılar yapılmalıdır.

- İklim değişimine uyum sağlayamayacak ve artık tarımla kalkınamayacak bölgelerimizin kalkınma stratejileri değiştirilmelidir. Bu bölgeler tarım dışı yatırımlara açılarak Marmara Bölgesi’nde sıkışan sanayinin yükü azaltılmalıdır.”

- Bitişikte en çok su tüketen ürünlerin listesi yer alıyor. Sığır eti başta ve pamuk dördüncü sırada. Kalkınma yanında küresel ısınmanın bize dayattığı ise dana eti yemekten ve tekstil ihracatı yapmaktan vazgeçmek. İkisinden de vazgeçmek zor olacak. Birine daha yeni kavuştuk, özlemimiz var, diğerinde de sermaye birikimimiz yatıyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp